Sapanca, Sakarya ilçesine bağlı ve özellikle İstanbul ve çevresindeki şehirlerden doğayla başbaşa olabilmek, şehrin kalabalığından uzaklaşmak ve dinlenebilmek için oldukça sık tercih edilen bir ilçedir.
Doğusunda Adapazarı, batısında İzmit, güneyinde Pamukova ve kuzeyinde Sapanca Gölü ile gerçekten de nefes almak için kaçılabilecek yemyeşil ve en güzel ilçelerimizden biridir.
Sapanca’da ilk yerleşimlerin M.S. 300’lü yıllarda Britanya Krallığı ile başladığı bilinse de aslında bölgeye ilk gelenler Frigyalılar’dır.
1075 yılında Anadolu Selçuklu Devleti’nin bölgeye yerleşmesiyle birlikte Sapanca Türk yerleşimi olmaya başlasa da, Haçlı Seferleri sırasında. Bölgenin yeniden Bizanslılara geçmesi ve sonrasında yeniden Kanuni Sultan Süleyman tarafından alınmasıyla tamamen Türk olmaya başlar.
İsminin nereden geldiğine gelecek olursak, Evliya Çelebi’nin bölgeyi gezerken aldığı notlara göre, ormanda çalıları temizleyen yaşlı bir kişinin adı olan Sabancı Koca’nın daha sonra söylenme kolaylığı olarak Sapanca ismine dönüştüğünü söyler.
Sapanca ufak bir ilçe olmasına rağmen gerek doğasında yeşilin her tonunu barındırması, gerek temiz havası, gerekse kalabalıktan uzak huzurlu yapısı ile birkaç günlük tatiller için tercih edilebilecek ilk seçenek olmalıdır diyebiliriz.
Osmanlı dönemi ve Osmanlı’nın eşsiz mimari örneklerinin görülebileceği Vecihi Kapısı, Rüstem Paşa ve Hasan Fehmi Paşa Camiileri; Bizans döneminden kalma lahitler gibi çok sayıda tarihe tanıklık etmiş yeri ziyaret edebildiğiniz gibi ayrıca pek çok yerleşim yerinde kurulmuş yazlık mekanlarda da huzurlu bir dinlenme haftası geçirebilirsiniz.
Ayrıca çevre illerden Sapanca’ya ulaşım da oldukça kolaydır. Yüksek Hızlı Tren Yolu ilçeden geçmektedir. Ancak kendi özel aracınızla gelmeniz, Sapanca’daki tarihi ve ddoğal güzellikleri rahatça gezebilmeniz için daha iyi olacaktır. TEM Otoyolu’da Sapaanca’dan geçmektedir.
Sapanca’nın belli bölgelerini ziyaret etmek dışında gidip gezilebilecek en güzel zamanı İlkbahar ve Yaz ayları olacaktır. Her mevsimde güzel olsa da Marmara Bölgesi’nde kış aylarının biraz yağışlı geçtiğini söyleyebiliriz. Eğer bol bol gezip her yeri görmeyi hedefliyorsanız ilkbahar ve yaz aylarında ziyaret edebilir; Kartepe’yi görmek ve kayak yapmak istiyorsanız da elbette kışın ziyaret edebilirsiniz.
Sapanca’nın en ünlü ve sıklıkla tercih edilen yeri diyebiliriz. Yemyeşil ormanlık bir alan içerisinde yer alan 16 km. doğal bir göl olan Sapanca Gölü çevresinde yürüyüş yapabilir, bisiklete binebilirsiniz. Eğer kalabalık bir grup olarak ziyaret ettiyseniz bunun için a Paintball, ATW turları gibi aktiviteler de mevcut. Aynı zamanda gölde deniz bisikleti ya da kano ile gezebilirsiniz. Aktivitelerden ziyade muhteşem manzaraya bakarak keyifli bir gün geçirmek istiyorsanız Sapanca Gölü çevresinde yer alan kafelerde göl manzaralı kahvaltınızı edebilir, kahvenizi içebilir ve vakit geçirebilirsiniz.
Sonbahar ve ilkbahar aylarında ziyaret etmeniz halinde normal sezona göre daha az yoğun olacağından daha huzurlu bir ortam da yakalamanız mümkün. Kış aylarında ve özellikle kar yağışı olan zamanlarda göl çevresinde romantik bir yürüyüş planlayabilirsiniz. Sapanca Gölü 4 mevsim yerli ve yabancı turistleri kendine çeken ve her zamanı ayrı güzellikler barındıran turistik bir yerdir. Aynı zamanda Sapanca Gölü’ne dökülen dereler sayesinde bölgede pek çok farklı kuş türüne de rastlamak mümkün.
1864 senesinde bölgeye göç eden Çerkezlerin kurduğu ilk yerleşim yeri olarak bilinmektedir. Toprak florasının zengin yapısı ve az tuzlu olmasından ötürü çok çeşitli bitki türlerine burada rastlamak mümkündür. Hala Çerkez nüfusun fazla olduğu günümüzde burayı ziyaret etmeniz ve her biri doğal bahçesi içerisinde güzel restoranlarında yemek yemeniz ve doğayla içiçe vakit geçirmeniz harika bir dinlenme fırsatı bulmanızı sağlayacaktır.
Dört bir yanı alabalık çiftlikleriyle donatılmış olan Maşukiye’de tüm bir günü keyifle geçirebilir, sabah mükellef bir kahvaltı edebilir, sonrasında Osmanlı döneminden kalma tarihi yapıları gezebilir, doğa sporlarına vakit ayırabilir ve akşam yemeği olarak da kendinize bir balık ziyafeti çekebilirsiniz.
Sapanca ile Maşukiye arasında ulaşım için özel aracınız varsa birkaç dakika yol gitmeniz yeterli olacaktır. Ancak eğer aracınız yok ise, yerel firmaların iki yerleşim yeri arası seferleri olduğunu da belirtelim. Bu şekilde ulaşımınız oldukça pratik olacaktır.
Ayrıca eğer fotoğraf çekmeyi seviyorsanız Maşukiye size doğal renkleri ve konumu itibariyle çok güzel kareler yakalamanızı da vaat edecektir. Doğa içerisinde yürüyüş yaparken aynı zamanda şelaleleri de keşfedebilir ve masalsı bir gün geçirebilirsiniz. Etrafı gezerken meyve bahçelerine de göz atabilirsiniz.
Kartepe’nin zirvesinden başlayan ve Maşukiye’ye kadar inen Aygır Deresi sayesinde bu bölge bitki örtüsü bakımından çeşitli ve balık bakımından da zengin bir bölgedir. Kış mevsiminin bitişi ve karların erimesiyle birlikte su debisindeki artış da güzelliğini daha da arttırmaktadır.
Sapanca merkezden araçla yaklaşık 45 dakika uzaklıkta olan Kartepe’de kış sporları ve kayak yapmanın keyfini çıkarabiirsiniz. Kış aylarında kayak tatili için oldukça fazla sayıda yerli ve yabancı turist çeken Kartepe’yi, kayak etkinlikleri dışında bahar aylarında da ziyaret edebiliri ve Sapanca Göü manzarasında vakit geçirebilirsiniz. Oldukça temiz ve ferah bir atmosfere sahip Kartepe’de yine birbirinden güzel restoranlarda yemek yiyebilir ve akşamları ateş başında sıcak şarap içebilirsiniz. Ulaşımı oldukça kolay olduğundan günübirlik olarak Sapanca’dan Kartepe’ye gelip harika bir gün geçirip ve akşam yemeğiniz sonrasında tekrar konaklamanıza dönebilirsiniz.
Kanuni Sultan Süleyman dönemi sadrazamlarından Rüstem Paşa tarafından yaptırılmış olan caminin mimarı da Mimar Sinan olunca, elbette mutlaka görülmesi gereken tarihi bir yapı olarak karşımıza çıkıyor. Hamam, kervansaray ve imaret gibi bölümleri günümüze kadar ulaşamasa da dini yapı olarak Sapanca’nın doğal güzellikleri kadar tarihi güzelliklerini de bize gösterebilmeyi başarıyor.
Osmanlı Dönemi’nin en önemli tarihi eserlerinden biri olarak sayılan cami aynı zamanda ibadete de açık durumda ve ziyaret edilebilmektedir.
Sultan Abdülmecit’in dördüncü eşi tarafından yaptırılan cami oldukça zarif bir mimariye sahiptir. Kemerli pencereleri ince bir işçiliğe sahiptir ve orta penceresinin üst kısmında Abdülmecit’in tuğrası da görünmektedir. Bir asırdan uzun süredir varlığını koruyan ve günümüze kadar ulaştıran Rahime Sultan Camii’nde oyma süslemeleri dikkat çekmektedir. Özgünlüğünü kaybettirmeden yapılan restorasyonlar sayesinde günümüze kadar ulaşabilen camiyi dini ve tarihi yapılara ilgi duyanların mutlaka ziyaret etmesini öneririz. Rahime Sultan Cami Sapanca merkezden yaklaşık 5 km. Uzaklıktadır ve ulaşımı kolaydır.
Sapanca Mahmudiye’den bulunan cami, Osmanlı veziri Hasan Fehmi Paşa tarafından yaptırılmıştır. Dış yapısı sade olan bu eserin iç yapısındaki çini işlemeleri eşsiz güzelliktedir. Maalesef depremler sebebiyle bazı yıpranmalara maruz kalsa da, yapılan restorasyonlarla birlikte hem geziye hem de ibadete açık hale getirilmiştir.
Dini tarihi yapılar bakımından oldukça zengin olduğunu göreceğiniz Sapanca’da aynı adlı mahallede bulunan Camii Cedid, sade yapısına tezat oluşturan ahşap pencerelerindeki vitray süslemeleri ile dikkat çeker; ancak yıllar içerisindeki restorasyonlarıyla da oldukça uyum göstermiş camii de bu süslemeler oldukça şık görünmekte olduğundan sade ve şık yapısını korumaktadır.
Sapanca’nın doğa yapısına uygun olarak geniş bir alana yayılmış olan tabiat parkı merkezi bir yerde yine doğayla iç içe olma rahatlığını yaşamak için günübirlik ziyaret edebileceğiniz harika bir parktır. İçerisinde bulunan restoranlarda sabah kahvaltısından akşam yemeğine kadar tüm gün ihtiyaçlarınızı karşılayabilirsiniz. Bütün günü burada geçirmek dışında, tarihi ziyaretlerinizi yaptıktan sonra biraz dinlenmek için de uğrayabilir, yemek, sıcak-soğuk içecek ihtiyacınızı karşılayabilirsiniz.
Doğayla daha iç içe olmak isterseniz restoranlar dışında bulunan piknik alanını kullanabilirsiniz. Yine park içerisindeki marketten piknik yapma isterseniz piknik araç gereçlerini temin edebileceğiniz gibi, sadece elinize içeceğinizi alarak doğa yürüyüşü yapabilmeniz de mümkün.
Sapanca ilçesinin bağlı olduğu Sakarya ilinin kaplıcaları oldukça meşhurdur ve her sene sadece kaplıcalar için de turistler tarafından ziyaret edilmektedir.
Yılın her döneminde ziyaret edilebilen Kuzuluk Kaplıcaları, Sapanca merkeze araçla yarım saat mesafededir. Özellikle solunum yollarıyla ilgili sıkıntı yaşayanlar senenin her döneminde burada bulunan kaplıcaları ziyaret etmektedirler. Mesafenin de yakın olması sebebiyle kaplıcaları günübirlik de ziyaret edebilir ya da birkaç saatinizi ayırabilirsiniz. Öncesinde merkezden bir randevu almanızda fayda var. Mevsimsel yoğunluk yaşamasa da çok kalabalık olmadan vakit geçirmek daha keyifli olabilir.
Özellikle ilkbahar ya da yaz aylarında Sapanca’ya gelmeyi düşünenlerin mutlaka Soğucak Yaylası’nı da görmelerini tavsiye ederiz. Karların erimesiyle birlikte yeşilin her tonunu bir arada görmenizi sağlayan bir doğal güzellikle karşılaşacağınız gibi aynı zamanda Temmuz ayında ziyaret ederseniz yayladaki şenliklere de katılabilirsiniz.
Sapanca merkeze yaklaşık 10 km uzaklıkta bulunan Gölbaşı Park, aileniz ya da arkadaşlarınızla piknik, doğa yürüyüşü yapabileceğiniz ve çocuklarınızın da güvenle oynayabileceği doğa içerisinde bir parktadır. Merkeze yakınlığı sebebiyle de ziyaretçilerin en çok tercih ettiği parklardan birisidir.
Bilgilerin gerçekliği kanıtlanmış olmasa da, İpek Yolu’nun da buradan geçtiği ifade edilen Vecihi Kapısı, Mimar Sinan tarafından yapılmıştır. Zaman zaman restore edilse de günümüzde ana gövdesi ile bulunmakta ve hafta sonları ziyaretçiler tarafından görülebilmektedir.
Yukarıda da bahsettiğimiz gibi tarihinin bir döneminde Bizanslılara ev sahipliği yapmış olan Sapanca’da elbette Bizans dönemine ait pek çok kalıntı bulunması doğal bir sonuç olacaktır. Sapanca hükümet konağında açık havada sergilenen 4 adet lahit, İlmiye Köyü çevresi ve TEM otoyolu inşaatı sırasında bölgeden bulunmuştur.
Pazartesi hariç haftanın diğer tüm günleri ziyaret edilebilecek Ormanya Tabiat Parkı’nda hayvanat bahçesi, macera parkı, doğa eğlence alanı ve doğada yaşayan hayvanlar için bir rehabilitasyon merkezi bulunmaktadır. Çocuklarınızla gittiğinizde hoşça vakit geçirebilecekleri gibi, arkadaş grubunuzla ziyaret ettiğinizde yetişkinler için aktiviteler olduğunu da görecek ve hoş vakit geçirebileceksinizz.
M.S. 500’lü yıllarda Roma döneminde yapılan köprü, 1995 yılında restorasyon sürecine girmiş ve UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi’ne de 2018 yılında eklenmiştir.. Araç trafiğine kapalı olann köprü12 kemerden meydana gelmekle birlikte, 9 metre genişliğinde ve 429 metre uzunluğundadır. Köprüden yürürken, Sapanca doğasında alışılageldiği üzere yeşilin her tonunu görebilirsiniz.
1890 senesinden bu yana, uzun yıllar kullanılmış olan İstasyon binası tarihi güzelliğini korumuş ve halen de haftanın her günü ziyaret edilebilmektedir. Ek bir bilgi olarak Şener Şen’in ünlü filmi Mesudiyeli Mesut filminde isstasyonda geçen sahneler bu istasyonda çekilmiştir.
Kart bilgileriniz SSL sertifikası
Müsait
Dolu
Ödeme Bekliyor
Giriş-Çıkış
